Kat Mülkiyeti Kanunu, bir arsa üzerinde inşa edilen binalarda yer alan bağımsız bölümlerin (daire, ofis, dükkan vb.) mülkiyetini ve bu mülkiyetle bağlantılı hak ve sorumlulukları düzenleyen özel bir kanundur. Günümüzde apartman ve site yaşamının çok yaygın olması nedeniyle, aslında hepimizin günlük hayatını doğrudan etkileyen, ama çoğu zaman detaylarını bilmediğimiz bir mevzuattır.
Bu kanuna göre, binadaki her bağımsız bölümün bir arsa payı vardır. Arsa payı, binanın toplam değeri içindeki payınızı gösterir ve çoğu zaman metrekare büyüklüğüyle ilişkilidir. Arsa payı, yalnızca mülkiyet hakkınızı değil, aynı zamanda aidat ve ortak giderlere katılım oranınızı da belirler. Örneğin daha büyük daireler, genellikle daha yüksek arsa payına sahip oldukları için, asansör bakımı, dış cephe onarımı, bahçe düzenlemesi gibi giderlerden daha fazla sorumluluk üstlenir.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nun en önemli bölümlerinden biri, ortak alanların kullanımı ile ilgilidir. Merdiven boşlukları, koridorlar, asansör, çatı, otopark, bahçe, havuz, sığınak gibi alanlar, binanın tüm kat maliklerine aittir ve “ortak yer” sayılır. Hiçbir kat maliki, bu alanları kişisel depoya çeviremez, izinsiz kapatamaz veya yalnızca kendi menfaatine kullanamaz. Örneğin, yangın merdivenine eşya yığmak ya da koridoru özel depo gibi kullanmak, hem kanuna hem de güvenlik kurallarına aykırıdır.
Bir diğer önemli konu ise yönetim planıdır. Yönetim planı, bina veya sitenin iç tüzüğü gibi düşünülebilir. Gürültü kuralları, hayvan besleme, otopark düzeni, ortak alanların kullanım saatleri, misafir otoparkı, temizlik ve güvenlik gibi günlük hayatta sıkça karşımıza çıkan pek çok detay burada yer alır. Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre yönetim planı, tüm kat maliklerini bağlayan bir belgedir ve tapuya şerh edilir. Yani evi sonradan alsanız bile, o binanın yönetim planında yazan kurallara uymakla yükümlüsünüz.
Apartman ve sitelerde alınan pek çok karar, kat malikleri kurulu tarafından verilir. Kat malikleri kurulu, tüm ev sahiplerinden oluşan karar organıdır ve genellikle yılda en az bir kez toplanır. Aidat miktarı, bina görevlisi veya güvenlik görevlisi çalıştırılması, büyük onarım veya tadilat kararları, dış cephe yenilemesi, mantolama, kamera sistemi kurulumu gibi konular burada görüşülür. Toplantıda çoğunluk sağlanamadığında veya karar alınamadığında, süreç çoğu zaman gereksiz tartışma ve komşuluk sorunlarına dönüşebilir. Bu nedenle toplantı çağrılarının, gündemin ve alınan kararların Kat Mülkiyeti Kanunu’na uygun yürütülmesi çok önemlidir.
Yönetici seçimi de bu kanunla düzenlenir. Özellikle büyük sitelerde profesyonel yönetim firmaları devreye girse de, temelde yönetici; binanın finansal ve idari işlerinden sorumlu kişidir. Aidatların toplanması, faturaların ödenmesi, personel yönetimi, bakım–onarım işlerinin takibi gibi süreçler yöneticinin sorumluluğundadır. Yöneticinin görevini kötüye kullanması, hesap vermekten kaçınması veya kanuna aykırı hareket etmesi durumunda kat malikleri, yine Kat Mülkiyeti Kanunu çerçevesinde hesap sorabilir, yönetimi değiştirebilir veya dava açabilir.
Bu kanun sadece ev sahiplerini değil, kiracıları da yakından ilgilendirir. Kiracılar doğrudan kat maliki olmasalar da, apartman veya site kurallarına uymakla yükümlüdür. Gürültü yapmak, komşuları rahatsız etmek, ortak alanlara zarar vermek gibi davranışlar, hem kiracıya hem de mal sahibine hukuki ve maddi sorumluluk doğurabilir. Ayrıca kiracı, genelde aidatı doğrudan ödeyen kişi olduğu için, aidat artışlarında ve ek giderlerde nasıl bir sistem işlediğini bilmesi kendi bütçesini planlamasına da yardımcı olur.
Anlaşmazlıklar yaşandığında, çoğu zaman ilk referans noktası Kat Mülkiyeti Kanunu ve yönetim planıdır. Örneğin; “Bu masrafı ödemek zorunda mıyım?”, “Otoparkı kim kullanabilir?”, “Dış cephe rengi keyfi olarak değiştirilebilir mi?”, “Çatı tadilatına kim katılır?” gibi soruların cevabı, doğrudan bu kanunda veya yönetim planında yer alır. Bu nedenle yalnızca yönetici veya profesyonel site yönetimi değil, sıradan bir kat malikinin de bu kanunun temel maddelerine aşina olması büyük avantaj sağlar.
Sonuç olarak Kat Mülkiyeti Kanunu, “Ben kendi dairemde istediğimi yaparım” anlayışının değil, ortak yaşam kültürünün temelini oluşturur. Bireysel haklar ile toplu yaşam kuralları arasında bir denge kurmaya çalışır. Özellikle büyük şehirlerde, kalabalık sitelerde ve karma kullanımlı (konut + işyeri) projelerde yaşamayı planlıyorsanız, bu kanunun temel prensiplerini öğrenmek, hem haklarınızı korumanızı hem de komşularınızla daha huzurlu, saygılı ve güvenli bir yaşam sürmenizi sağlar.